Kaldırım taşlarının arasında, yolun kıyısında kalan bir avuç toprak olmasa,hiç kırılmayıp hoyratça yok edilişe,açmasa kır çiçekleri nerden bileceğiz bahar gelmiş? Arılar tellaşlı,rüzgar aceleci. Biliyorlar besbelli yakında gelir yazlık misafirlerimiz. Otlar basmış, yılan gelecek ciyan çıkacak yolun bunları, temizleyin diye belediyenin kapısını, telini aşındıracaklar. Ne bilsinler arının o çiçekten, kuşun o tohumdan başka rızkı kalmamış. Sorsan hepsi çağdaş, hepsi inançlı, hepsi seviyor yaratılanı yaratandan ötürü. Hepsi doğaya saygılı. Ta ki kıyıda köşede kalmış bir tutam ota, ayağına bulaşan çamura tahammül edememe sınırına kadar. Toplamak istedim. Vazoya koyup bir kaç gün seyretmek, kurban etmek bencilliğime belki solup gidişlerini. Yapma dedi içimden bir çocuk. Yapma! Uyma sen! Bak nasıl da nazlı nazlı salınıyorlar. Nasıl da sunmuşlar kokularını, güzelliğini sana,bedenlerini arılara. Hepsi sizin için inan. Hepsi sizin. Yaşamınız için. Bir bütünsünüz yeryüzünde. Kıyamadım bir kaldırım taşının arasındaki zırnık kadar toprağa tutunmuş baharı yaşamaya çalışan çiçeklere, alma elimizden şuncacık yaşama kaynağımızı diyen arılara.