ATATÜRK’Ü SEVDİĞİ LEZZETLERLE ANMAK
“EDREMİT GÜNEŞİN KADINLARI”
“BENİ GÖRMEK DEMEK, BEHEMAL YÜZÜMÜ GÖRMEK DEĞİLDİR. BENİM FİKİRLERİMİ, BENİM DUYGULARIMI ANLIYOR VE HİSSEDİYORSANIZ BU KAFİDİR.” GZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Atatürk’ü anmak ve yüreğimizde hissetmek için mutlaka bir etkinliğe katılmak gerekmiyor fakat çok sevdiğimiz bir gurubun davetine icap etmekte onur verici bir mutluluktur. (Güneşin kadınlarının sosyal medya davet ilanları dışında bir ağabeyleri olarak özel bir konumda kişisel davetlerine katılmamak öncelikle kendi kişiliğime hakaret olurdu.)
Güneşin kadınları şirin Mekânlarına girince yoğun bir arı kovanı gibi koşuşturmacaları ve birçok farklı güncel hediyelik eşyalar incelerken birden küçük kâğıt bayraklar ve çocukluğumdaki 10 Kasım anıları gözümün önünde birden canlandı.
10 Kasım, Kasımpatı çiçekleri, Sinemaların afişlerinin tamamen okunmamak üzere kapatıldığı, eğlence yerleri ve içkinin saat 17 kadar yasak oluşu, Atatürk heykelleri çevresine halk ziyareti ile bırakılan Kasımpatı çiçekleri, Tören çelenkleri ve yanan meşaleler yanında nöbet tutan Asker ve İzcilerimiz anıları ve yarıya inmiş bayraklar ile gözü yaşlı, hüzünlü bir gurup sinema şeridi gibi gözümün önünde sessizce canlandı.
Atatürk’ün öğrencilik ve cephede askerlik yaşamında en çok sevdiği ETSİZ KURU FASULYE VE PİRİNÇ PİLAVI, sıcak sıcak Semra kardeşim önüme getirince yemeğe başladığımda eski ve yeni kutlamalar arasındaki farkı düşünmeye başladım. Pilavı, Başkan Emine Çevik Kıvırcık kardeşim evinde sevgisini katarak hazırlamış ama grip ve yorgun olduğunu açıklasa bile içindeki hüznü, özlemi gizleyemiyordu. Sonra bir düşündüm çok ince bir düşünceyi gerçekleştirmişti Güneşin Kadınları yönetimi. Atatürk’ü sevdiği lezzetlerle anmak güzel bir düşünceydi. Cami önlerinden yapılan farklı bir hayır, ikramı değildi bu sahne, dost ziyareti görünümündeydi hatta bir bayram havası vardı gelen dostlarımızla, Çünkü bir ölümü değil tekrar kalplerde filizlenen özlemle hatırlanan bir sevdiğimiz kişiyi paylaşıyorduk.(Fondaki müzikler bile özenle seçilmişti…)
Sahnelerde okunan Şiirler, mini Tiyatrolar veya şık giyimlerle ikramlara katılmayıp sadece anıları fotoğraf karelerine hapseden Lokma ikramları yerine, her gurup bu ince düşünceyi paylaşsaydı. Bir gurup Selanik usulü Kat Kat Ispanaklı böreği, bir başka gurup Atamızın günde 10 kez içtiği kahveyi ikram etmeyi gerçekleştirseydi, hatta lokantalar bu mini ikramı “Firmamızın İkramı” cümlesi yerine size Atatürk’ümüzün ikramı diyerek sunsalardı tıpkı güneşin kadınları gibi ticari amaç olmadan, tebessüm ederek özveri ile ne güzel bir dostluk, sevgi sunumu olurdu ve fotoğraf karelerinde geleceğe yönlendirilen bir mektup gibi değerli olurdu. (Keşke aynı saatte farklı güzergâhta çeşitli etkinlikler yerine Güneşin Kadınlarında toplanabilseydik tüm gerçek Atatürk seven dostlarımız) Güneşin Kadınları yönetim kurulu; Emine Çevik Kıvırcık-Semra Arşiv-Nihan Bayrak-Şenay Demiryontan-Rahşan Yılmaz
ATATÜRKÜN EN ÇOK SEVDİĞİ LEZZETLERİ BİR KEZ DAHA HATIRLIYALIM MI?
Etsiz Kuru Fasulye / Pirinç Pilavı / Selanik Usulü Kat kat Ispanaklı Börek / Peynirli Omlet / Etli Bamya / Karnıyarık / Enginar / Haşlanmış Kuşkonmaz / Meyhane İrmik Helvası / Kahve ve Tabii Akşamları dostlar ile gurup yemek sohbetleri…
ATATÜRK’ÜN ÇOK SEVDİĞİ DİNLEMEKTEN BIKMADIĞI ŞARKILARI
Köşküm var deryaya karşı /Dağlar dağlar viran dağlar / İzmir’in Kavakları /Kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime / Alişimin kaşları kare / Cana rakibim handan edersin /Fikrimin ince gülü /Vardar ovası / Mendilimin yeşili…
ATATÜRK’ÜN GÜNDE EN AZ İKİ SAAT KİTAP OKUDUĞU İŞARETLEYİP NOT ALDIĞI 195 ESERİN 5 AYRI DİLDE OLDUĞUNU FRANSIZCA-İNGİLİZCE-İTALYANCA-ALMANCA VE TÜRKÇE OLDUGUNU HATIRLIYALIM.
Türkçe Eserlerin önemlileri; Çalıkuşu (Bursa Zeyniler köyünde geçen bir bayan öğretmen anıları) Türklüğün esasları, Rubab-i Şikeste ve yabancı eserler Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Tarih öncesi İnsanlık, Doğu halklarının antik tarihi, Doğuşundan günümüze Osmanlı tarihi, Güney Kutup bölgesi gibi kitaplarını cepheden cepheye Mermi sandıkları içinde taşıtıyordu.
ATATÜRK HAKKINDA ÖLÜMÜNDE BAZI GAZETE BAŞLIKLARI...
- Atatürk, eskimiş bilimlere boş yere kafasını yormamış olduğundan, daha taze ve cesur düşünen bir önderdir. Kendisi için bugünkü Avrupa’nın en güçlü devlet adamıdır diyebileceğimiz Atatürk. Hiç şüphesiz devlet adamlarının en cesuru ve orijinalidir… Yazar-Herbert Sideabathum
- Atatürk öyle bir insandır ki hayali değildir, istediğini bilir, bildiğini yapar, yapamayacağı bir şeyi de asla istemezdi… Avusturalyalı Heykeltraş Kirippel
- Atatürk şaşırtıcı ve çekici bir kişi. Asker olarak büyük fakat devlet adamı olarak çok daha büyük... Japonya TİMES
- Atatürk, Türkiye’yi tek düşman kalmaksızın bırakmıştır. Bu zamanın hiçbir devlet şefinin başaramadığı bir gerçektir. Alman-Volkischer Beobacher Gazetesi
- Atatürk bir yüce dağa benzer, eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için çok uzaklardan bakmak gerekir… Fransız Edibi-Claude Ferrar
- Atatürk’ün iradesi altında Türkiye Avrupa’nın kıymetli bir üyesi oldu. London TİMES
HAŞMET DEMİRBİL