EDREMİT’TE KENTLİLİK BİLİNCİ?
Ülkemizde kentlilik bilinci
son yıllarda girdi gündemimize.
Yeterli olmasa da bile az biraz
yerleşti hatta popülerleşti!
Kimi illerde ve ilçelerde,
belli ölçülerde gelişti ve
Yaşama da geçirildi.
Kentlilik bilinci,
Bir şehrin ya da bir kentin,
içinde yaşayanlar tarafından
nasıl kullanılması ve de nasıl
sağlıklı, dengeli gelişmesi
gerektiğiyle ilgili her şeyi
içine almakta, kapsamakta.
Kent, kentlilik, kentli birey,
kentlilik bilinci denildiğinde
hepsi birbiriyle ilgili, ilişkili.
“Kent” denilen yerleşimler,
bilinen bütün geçmişiyle gelen
değişik katmanların üst üste
kurulması sonucu oluşturulan
fiziksel, mekansal ve toplumsal
bir alandır.
Ancak kent, yalnızca fiziksel bir
mekan olarak da görülmemelidir.
Oradaki en başından beri süregelen
yaşamın doğal, toplumsal, ekonomik
ve kültürel değerlerin, ölçütlerin
tümünü, tamamını kapsar.
Kentlilik ise, o kentte yaşamanın
gerektirdiği koşulları, kriterleri
benimsemek ve özümsemektir.
Bir kentte yaşayan bireylerin,
kentine uyumlu ve kentine ait
tavır, tutum ve davranışlar
gösterip sergilemeleridir.
Kentine aitlikleridir.
Kentlilik bilinci, kenttekilerin,
kentleriyle ilgili anlamlı, güçlü
bağlar kurup ve de kendilerini,
kentin bir parçası hissetmeleridir.
Kentlerine sahiplik bilincidir.
Göçler, kültürel kökenler ve
başka nedenlerle son yıllarda
kentler karmaşıklaşmakta.
Bu durum, ortak kentlilik
kültürünün oluşabilmesini
büyük ölçüde zorlaştırmakta.
Uzun zaman öncesinden beri
Edremit ilçemizde kentlilik,
kentte yaşam kültürü edinme,
yeterince gelişemedi.
Bunun için başlıca sorumluluk,
elbet öncelikle yerel yönetimlerde.
Ayrıca meslek odaları, toplumsal
örgütler ve mülki idarelerde.
Bir kentte, ortak bellek oluşmalı
öncelikle.
Ortak bellek, aidiyet demektir.
Kentin tarihsel sürekliliği olan,
içindekilerde anlam ifade eden,
bir yer olması ile ilgilidir.
Zihinlerde biriken ortak anılar,
paylaşılan değerler, inanışlar,
kentte ortak belleği oluştururlar.
İnsanların ilişki kurabilecekleri,
bağlanıp aidiyetlenebilecekleri,
özdeşleşebilecekleri, anımsayıp
özleyebilecekleri yerler, kentsel
yaşam bilincini güçlendirirler.
Ayrıca, kentle ilgili kararlara,
yaşayanların da dahil edilmeleri,
kentsel aidiyeti güçlendirmekteler.
Bunu sağlamalıdır yerel yönetimler.
Kentlilik bilincinin gelişimesi için,
kentteki bireyler arasında sosyal
etkileşimleri güçlendirmek için,
birleştirici düzenlemeler önceler.
Buna yönelik çok yönlü etkinlik,
çaba ve çalışma içine girmelidirler.
Bunları yerine getirirken, kentliliği
önleyici ve kentliliğe zarar verici,
alışkanlığa dönüşmüş süregelen
birtakım davranışları da
kaldırıp önlemelidirler.
Caddelere, sokaklara adeta
el konulmuşçasına su bidonları,
bariyerler, saksılar ve sandalyelerle
el konulup kapatılmasını önlemeliler.
Bu ilkel ve yağmalayıcı tutumla ilgili
esnaflar, sokak sakinleri eğitilmeliler.
Gerekirse cezai yaptırıma gitmeliler.
Toplumda birey gibi davranmayı
öğrenmiş, benimsemiş, özümsemiş
yurttaşların varlığı, kentliliğinin,
kentlilik bilincinin göstergesidir.
Çağdaş belediyecilik bu çizgidedir.
Gözlemlerim o yöndedir ki, evet;
Edremit Belediyesi de bir süredir
böyle bir çabanın içindedir, lakin;
zaman da su gibi ilerlemektedir.
YAVUZ CEMİL YAVUZ