Bu haber 4767 kere okunmuş. 14/05/2020

Paylaş Tweetle Paylaş Yorum Yap

13 Mayıs 2014’te,

bundan tam altı yıl önce.

Facianın hemen ertesinde,

Sayın Uğur Dündar’la birlikte,

ben de orada, Soma’daydım.

O gün bu yazıyı oradan,

Soma’dan yazdım:

“Yazması nasıl da zor;

can yakıyor.

İnsan düşündükçe olanları,

ne yapsa, nasıl etse de içinden

bir türlü çıkamıyor.

Acının yanı sıra öfke, isyan,

kabardıkça kabarıyor.

Soma’da maden dağı,

içeride insan ve gaz;

yanıyor ha yanıyor.

Hemen ertesinde ben de

orada, Soma’daydım.

Maden dağında ben de

onlarla yanmaktaydım.

Dağın yandığı o yerde,

acının en yakınındaydım.

Onlar, yüzlerce madenciydiler,

köylerinden kopup geldiler.

Hem boğazı tokluğuna üstelik,

“bismillah” ile yer altına indiler.

‘Evelallah! Eyvallah!’ diyemeden,

gittikleri gibi de dönemediler.

Yeryüzünde zaten “hava gazı”

yerin altında da metan gazı,

yaktı  kavurdu Soma'dan,

madencinin kara yazgısı…

Alınlarındaki kömür karası,

kimin, kimlerin yüzkarası?

Lakin ne yerin üstünde

şu devr i zamanda;

ne de yeri altında kaldı

ne önemi, ne değeri,

kar-kazanç saltanatında.

İnsan kanı sudan ucuz;

istikamet tek yön,

ocakları söndüren

yanan maden ocağında!

Ey emek, ülkende senin için;

altı da bir, üstü de birdir yerin.

Ulaşır mı ki 'selam osun' desem;

fakat,  yedi kat altında yerin,

senin hiç duyulmayan sesin!

Yıllar, yıllar geçse de üzerinden,

sürdükçe elbet bu "kara" düzen;

kalanlar acılarıyla yanacak hep,

gidenlere ağıtlar yakılacak.

Alınan bir arpa boyu yol ile,

bir ibret bile alınmayacak.

Ölenler öldüğüyle kalacak.

O en yaman çelişkiyi,

orada, Soma’da fark ettim.

Topluca olanı zaten yasaktı;

ben tek başıma isyan ettim.

Ulaşılsa da yanan yerin altına,

çıkarılan o gencecik bedenler,

bir daha güneşi göremediler.

Koyulup kapkara tabutlara,

“dualar” eşliğinde yeniden

toprağa geri verildiler;

yerin altına gönderildiler.

İnsanın en ağırıma giden de;

"Olağan şeyler" dediler.

Ayrılırken ben Soma’dan,

maden dağı yanmaktaydı.

Kalbim Soma’da kaldı!”

Geçse de bugün altı yıl aradan,

301 madencinin  “yanan sesi”

hiç durmadan, hiç durmadan,

“emek en yüce değerdir.”

diyerek yükselip yer altından,

yankılanmakta  Soma’dan…

YAVUZ CEMİL YAVUZ