Körfez, Çevre ve İklim
Körfez, Çevre ve İklim Değişikliği Çalıştayı
Değerli dostlar, Güre’deki Adrina Termal Otel’de gerçekleşecek olan “Körfez Çevre ve İklim Değişikliği Çalıştayı” sonucunda, bölgemiz için çok önemli kararlar alınması ve her biri artık acil hale gelmiş olan yatırım projelerinin açıklanması bekleniyor.
Bu toplantının bir arka planı var elbette. Edremit Körfezi’ne kıyı ilçelerimizin yıllardır önemli çevre sorunları yaşadığı herkesin malumu. Maalesef uzun yıllara dayanan, birikmiş sorunlar bunlar. Vaktiyle, Körfez’de küçük yerel yönetimler varken, imkanlar sınırlıyken büyük altyapı yatırımları gerçekleştirilemedi. Balıkesir, Büyükşehir olduktan sonra da Körfez’in birikmiş sorunlarına hızlı ama basit bir çözümün pek mümkün olmadığı görüldü. Plansız kentleşmenin getirip dayattığı ve zamanla devasa boyutlara ulaşan sorunlar söz konusuydu artık.
Doğa harikası bir “yeryüzü cenneti” olan Körfez bölgesine, özellikle yaz sezonunda yoğun talep var. Neredeyse son 60 yıldır, bu taleplere yetişmek için kıyılarımızda yazlık konutlar inşa ediliyor. Zamanla “mevsimlik” ihtiyaçlara göre inşa edilmiş yüzbinlerce yazlıktan oluşan bir bina stokuyla doldu sahillerimiz. Pek çok ilçemizde, eski geleneksel kentsel yerleşim ile sahil yerleşimleri birbirlerinden çok farklı nitelikte gelişmeler gösterdiler. Nedense, yıllardır bu durum “normal” karşılandı. Konutlar artarken, ona paralel olarak artması gereken tesisler ihmal edildi. 2019 sonu verilerine göre, toplam 329.079 kişi yaşıyor Balıkesir’in Ege Denizi kıyısındaki ilçelerinde ve Havran’da. Halbuki yazın bu bölgenin nüfusu 2 milyon kişiye kadar çıkıyor. Arada kıyas kabul etmez bir nüfus farkı olduğu ortada.
Bu durumda, altyapı eksikliklerinin yarattığı sorunlar hemen kendini ortaya koyuyor. Bunlardan en önemlisi de arıtma tesislerinin durumu oluyor. Hem kapasite ve hem de kabiliyet açısından mevcut arıtma tesisleri yetersiz kalıyor. Bunların hızla, yaz nüfusuna hitap edecek seviyeye getirilmesi gerekiyor. Öte yandan, özellikli bir “hassas su alanı” olan Körfez’e uygun ve yönetmeliklerde açıkça belirlendiği şekilde, mevcut tesislerin İleri Arıtma Tesisi’ne dönüştürülmeleri ve yeni inşa edilecek olanların da bu şekilde yapılmaları gerekiyor. Ancak, Körfez kirliliğinin yegane çözümü, arıtma tesisleri yapmak değil. Kanalizasyon hatları, kolektör hatları, yağmur suyu deşarj hatlarıyla kanalizasyonun karışma sorunu, proje hataları gibi sorunlar da söz konusu bölgemizde. Ayrıca kamuya ait olmayan, dolayısıyla denetimi BASKİ tarafından yapılamayan yüzlerce özel arıtma tesisleri de var. Bunların da, kapasite ve kabiliyetlerini artırmak ve en önemlisi de denetlemek gerekiyor.
Önemli bir diğer sorun ise derelerimizin durumu. Derelerimiz çok kirli. Pek çok sıvı ve katı atığı taşıyan kanallara dönüşmüş durumdalar ve bunları Körfez’e kadar taşıyorlar. Bu duruma bir son vermek gerekiyor. Eski vahşi çöp depolama alanlarından derelere karışan kirlilik var. Tarımda kullanılan kimyasal zehirler, kaçak kanalizasyon deşarjları var. Tavuk çiftlikleri ve besi çiftliklerinin atıkları, zeytin-konserve-prina fabrikalarının çıktıları, kanalizasyonu olmayan kırsal mahallelerin her türlü evsel atığı, küçük sanayi sitelerinin çıktıları, piknik yeri ve kamplardan boşaltılan kirleticiler ile madenlerin tesirleri var. Derelerimizi bütün bunlardan korumak için gerekli tedbirler alınmadan, Körfez’deki kirlilik sorununu düzeltmek mümkün değil.
Üstelik bütün bu hususlar, görev olarak ayrı ayrı kurum ve kuruluşlara paylaştırılmış durumda. Bu kurumların hepsini bir araya getirip, buluşturup, konuşturmadan çözüm üretmek ise pek mümkün değil. Çözüme, bilim insanlarını ve sivil toplum kuruluşlarını ilave etmek de zaruri. Takdir edersiniz ki, bütün bu tarafları toplamak önemli bir çaba gerektiriyor. Bu Çalıştay, işte bu nedenle de çok önemli. Çünkü konuya dahil olan tüm tarafları, karar alma pozisyonundakileri, icrayı gerçekleştirecek kuruluşları, hizmeti talep eden vatandaşın temsilcilerini ilk defa bir araya getiriyor. Bunun altını çizmek lazım.
Peki bu nasıl mümkün oldu? Hiç uzatmadan, kestirmeden söylemek gerekirse, bunu sivil toplum kuruluşları sağladı. Onlara çok şey borçluyuz. Önce bu konuda bir kamuoyu yarattılar. Şikayet edip oturmakla çözüm sağlanamayacağını gördükleri için dilekçe haklarını kullanarak, basın açıklamaları yaparak, savcılıklara suç duyurularında bulunarak, davalar açarak Körfez’in sorunlarına herkesin dikkatini çektiler. Sivil toplum adına konuya müdahale ettiler. Sonra, "Daha Geç Olmadan Edremit Körfezini Kurtaralım" başlığıyla 15.000’i aşan büyük imza kampanyalarıyla, Körfez’in kirlilik sorunlarını ve çözüm önerilerini mülki amirlerin ve belediyelerin önüne getirdiler. Baskı grubu oluşturdular. Yöneticilerin de konunun aciliyetini kavramaları ve çözüme istekli olmaları sonucunda, bu günlere kadar gelindi. Burada özellikle, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Yücel Yılmaz’ın katkılarını ve yapıcı desteğini zikretmek gerekiyor. Şimdi artık herkes gayet farkında ki, sınırsızca kirletmeye bugün “dur” demezsek, yarın temizlemek çok daha maliyetli olacak. Üstelik yılların birikimi olan bu sorunlara, bugün artık Kürsel İklim Değişikliği’nin dayattığı faktörler de ekleniyor. O nedenle, gün bugündür ve acilen müdahale de zorunludur.
Balıkesir Kent Konseyi öncülüğünde, her biri konusunda uzman olan bilim insanları, yerel yönetimler, mülki amirler, Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi, BASKİ Genel Müdürlüğü, DSİ 25. Bölge Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Sağlık İl Müdürlüğü ve sivil toplumun temsilcileri, hep birlikte sorunları masaya yatıracak ve çözüm önerilerini, projelerini, yapılacak ve yapılması gereken çalışmaları gözden geçirecekler bu Çalıştay’da.. Çeşitli başlıklar altında oturumlar yapılacak ve raporlar hazırlanacak. Vatandaşların yıllardır beklediği çözümler için açıklamalar yapılacağını ve geleceğe dair hep beraber umutlu olunmasını sağlayacak bir yaklaşımın sergileneceğini de biliyoruz. Kıyılarımızda ve sahillerimizde gerçekleştirilmekte olan yatırımların, denizimizi temizleyecek yatırımlarla birlikte, daha da anlam kazanacağının farkındayız.
Çözüm yaratmak için, öncelikle sorunları konuşmak gerek. Fakat amaç konuşmak, umut vermek ve sonra da dağılmak değil elbette. Bu Çalıştay’dan sonra, Körfez’in en azından 50 yıllık geleceğini belirlemesi gereken bir “Master Plan” hazırlığı da şart. Bilim insanlarının desteğiyle hazırlanacak böyle bir plan, tüm seçilmiş ve atanmış yöneticilerimizin, belediyelerimizin ve kurumların ortak yol haritası olmak zorunda. Şeffaf, katılımcı ve kamuoyu denetimine açık bir yol haritası..
Unutmayalım deniz kirlendikçe, sadece turizm sektörü ve konut sektörü olumsuz etkilenmiyor. İnsan kalitesi de düşüyor. Yetersiz ekonomik faaliyet, sahillerimizde olumsuz gelişmelere, meşru olmayan işlere de yol açıyor. Dirlik ve düzen de kalmıyor. Çevreden başlayarak, tüm bu kirlenmelere çözüm bulmak elbette mümkün. Yapılacak Çalıştay’ı bunun için bir fırsata çevirmemiz gerekiyor.
KUBİLAY S. ÖZTÜRK