Bu haber 763 kere okunmuş. 02/03/2021

Paylaş Tweetle Paylaş Yorum Yap

Pandemi, insanoğlunun öngöremediği ve ciddi olarak yaşamını sarsan olağanüstü ve acı verici bir olaydır.

Pandemi ve benzeri travmatik durumlar kişilerde öncelikle bir şok etkisi yaratmaktadır. Şokun ardından ise genellikle inkar evresi gelir. İnsanoğlu bu durumun çok ciddi bir durum olmadığına inanmak ister ve bu sürecin ciddiyetini kabul etmek istemez. İnkar davranışının ardında yatan duygular ise genellikle kişide kaygı, korku ve yetersizliktir. İnkar evresi kişinin benliğini koruyabilmek adına ortaya koyduğu bir savunma mekanizmasıdır. İnkar evresinin ardından ise suçlama evresi gelir. Kişi yaşanılan bu travmatik ve acı verici olaydan dolayı birilerini suçlayarak hem içindeki kaygı, korku ve yetersizlikten kaynaklı öfke duygusunu karşısındaki kişilere yönlendirerek kaygılarını somutlaştırır ve dışsallaştırır hemde bu durumun müsebbibi olarak gördüğü kişiler hakkında her mecrada ağzına geleni söyleyerek bir rahatlama hissi yaşar. Bir sonraki evrede ise suçlayıcılık okları zayıflayan savunma mekanizmasının etkisiyle kişinin kendisine dönmeye başlar. Bu yaşanılan pandemiden dolayı kendisini suçlamaya başlar. Toplumda iyi bir birey olamadığını, tanrı için iyi bir kul olamadığını düşünmeye ve yaptığı eksikleri irdelemeye başlar. En sonunda ise bir uzman desteği almıyorsa yavaş yavaş psikolojik bağışıklık sistemi zayıflamaya başlar. Olumsuz inanışlar ve düşünceler zihne hücum etmeye başlar. Bunun neticesinde ise kişi bu durumlarla aktif mücadele edemediği için savaşta düşmanın eline geçmemek adına kendi hayatına son veren asker gibi kendi yaşamına kast edebilir. Bu durumun sebebi zehirli düşüncelerpsişe merkezindeki komuta kademesini yöneten egoyu darmadağın etmesidir. Bunun neticesindeego kişinin beden, zihin ve ruhsal bütünlüğünü sağlayamamaya başlar. Birey sağlıklı duygulanamadığı için sağlıklı düşünememekte bunun sonucunda ise kişi sağlıklı kararlar veremediği için sağlıklı davranamamaktadır. Neticesinde ise intiharı tek çıkar yol olarak görebilmektedir.

Burada ifadeye etmeye çalıştığım hususların yalnızca psikolojik ve ruhsal açıdan yetersiz gruplar hedef alınarak kaleme alındığı göz önünde bulundurulması sağlıklı olur. İntihar ve travma konusunun daha bir çok perspektiften ele alınabileceği ve daha bir çok etmenlerin ve etkenlerin bulunduğu da unutulmamalıdır.

MEHMET ÇAĞ

PSİKOLOG