Bu haber 889 kere okunmuş. 02/03/2021

Paylaş Tweetle Paylaş Yorum Yap

Değerli dostlar, Covid 19 ortaya çıkıp bütün dünyayla birlikte ülkemizi de sarsmaya başladığından bu yana, halk sağlığı en temel konulardan birisi haline geldi. Pandemi, hem günlük yaşamı ve hem de sağlık sistemlerini derinden etkileyen bir süreç oldu. Neredeyse bir yıldır devam eden bu süreçte, korunma, test, karantina, teşhis, tedavi, maske, malzeme ve aşı gibi çeşitli konularda yapılanlar veya yapılamayanlar, tüm ülkelerin ve sağlık sistemlerinin de başarı kriteri oldu. Sadece bu maddi göstergeler değil, pandemiyle mücadelede bir de işin fedakarlık yönü var ki, bu anlamda tüm dünyada hayatını yitiren binlerce sağlık çalışanına, elbette şükran borçluyuz hepimiz. Ülkemizdeki sağlıkçılar da çok fedakarca, mesai kavramı olmadan, cansiperane çalıştılar ve ne yazık ki bir hayli de kayıp verdiler. Elbette günü gelecek, insanlık bu pandemiyi de yenecek ve hayatımız yeni bir zeminde tekrar “normal” koşullarına dönecek. Fakat bunun “eski normal” olmayacağını, bambaşka bir hayat olacağını da artık hepimiz biliyoruz. O nedenle, halk sağlığı konusu hem bugünlerden çıkartılan dersler ışığında yeniden dizayn edilmek ve hem de ortaya çıkan kimi eksikler telafi edilmek zorunda. Ülkemiz de dahil, dünyadaki hemen bütün ülkeler halk sağlığı konusunda nasıl daha organize olacaklarını, kriz idaresini, önlemleri topluma benimsetmeyi, özenle ve açık bırakmadan yapılandırmak durumundalar. Pandemi muhtemelen 2022’de hükmünü yitirecek ve o zaman bizi bekleyen gündem, artık “yaygın halk sağlığı” düzenlemelerinin gerçekleştirilmesi olacak.

Büyük resme böyle bakınca, ülkemizde epeyce yapılacaklar var. Peki ya Edremit? Öyle ya, ilçemizde halk sağlığı konusunda durum nasıl ve gelecek için neler yapılması gerekiyor? Önce işin “şükür” kısmını söyleyelim: pandemi döneminde, ilçemizde sağlık sistemi ayakta kaldı. Edremit Devlet Hastanesi birimleri ve çalışanları, ilk müdahale, karantina ve tedavi işlemlerinde yeterli oldular. Eksik kalan yoğun bakım hizmetleri ise, önceleri Balıkesir ve daha sonra da Burhaniye devlet hastanelerinin destekleriyle çözüldü. Virüsle mücadele sistemi bu şekilde oluşturuldu. Bu arada bazı sağlık işlemleri durduruldu, ertelendi veya azaltıldı ama bu sistem aksamadan yürüdü. Dilerim bundan sonraki dönemde de, pandemi nedeniyle sistemin üzerine olağanüstü yükler binmez, Covid 19 vakalarında yeni zirveler yaşanmaz. Aksine hastalanan kişi sayıları giderek azalır ve nihayet kalmaz. İşte o zaman, dönüp sağlık sistemimizin eksiklerine bakmanın sırası da gelmiş olacak. Edremit’in bu anlamda modern bir binada, tüm sağlık hizmetlerini verebilme kabiliyetine, malzeme ve personel yeterliliğine sahip bir hastaneye ihtiyaç duyduğunu hepimiz biliyoruz. Hemşerilerimiz bu çağda, sağlıkları için Balıkesir’e ve hatta İzmir’e kadar gitmek zorunda kalmak istemiyorlar artık. Bu ihtiyaç yıllardır dile getiriliyor.

Önceki dönemde, bu ihtiyaç için bir ön mutabakata varmış ve yeni hastane yeri için Zeytinli Çayı kıyısındaki “Kuğulu Göl” denilen kamusal alan belirlenmişti. Sonra buranın uygun olmadığı, “taşkın alanı” gerekçesiyle DSİ’nin onay vermediği açıklandı. Bu arada, mülki idarede de nöbet değişimi oldu ve nihayetinde, yeni hastane yeri için bir başka kamusal alanın belirlendiği duyuruldu. Mevcut hastanenin biraz ilerisindeki bu yeni yer için, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde geçtiğimiz Ekim ayında plan tadili, cins değişikliği ve yetkilendirme görüşmeleri de yapıldı, oylandı ve konu belirli bir noktaya getirilmiş oldu. Buraya kadar her şey güzeldi, hepimiz dedik ki “Oh nihayet özlediğimiz hastaneye kavuşacağız, iki ayrı binada hizmet verme sıkıntıları son bulacak, modern bir hastanemiz olacak”. Fakat detaylar gündeme yansıyınca, kamuoyunda bazı ciddi tereddütler oluştu. Şu zamana kadar da bunlara yanıt alınamadı. Tereddütlerin başında, mevcut hastane için yapılan tespitlerden kaynaklanan bir soru var. Bu binanın fay hattı üzerinde bulunduğu ve depreme mukavemetinin de yetersiz olduğu söylenmişti. Şimdi vatandaşlar, buradan 700 metre ileride de fay hattının devam edip etmediğini merak ediyorlar haliyle. Maalesef fay hatları, mevcut imar planlarına işlenmiş değil, durum anlaşılmıyor. Karar verilen yeni yerin, zemin özelliğinin ise kamuoyuna izah edilmesi gerekiyor. Sonra, tamamı zeytinlik olan 92,4 dönüm büyüklüğündeki bu yeni yer, halen Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait bulunuyor. Fakat vaktiyle mülkiyeti Edremit Belediyesi'ndeymiş ve muhtemelen aralarında bir hukuki süreç bulunuyor. Bu anlamda bir uzlaşmaya gidilip gidilmediğini de kamuoyu merak ediyor. Ayrıca, Edremit artık 161 bin nüfuslu ve 45 km uzunluğunda bir kocaman ilçe oldu. Seçilen yeni yer, ilçenin bir ucunda, diğer uzak mahallelerdeki hastaların buraya ulaşımının zorluğu da kamuoyunu rahatsız ediyor. Son olarak herkesin bildiği gibi, halen bu yeni yeri de içine alan 10 km çapındaki bir coğrafi alanda, Havran ve Burhaniye’dekilerle birlikte üç adet hastane bulunuyor. Bu alana Edremit'te bir hastane daha eklemek yerine, ilçemizin ortasında yeni bir hastane alanı seçilmesinin daha uygun olup olmayacağını soruyor kamuoyu. Zeytinli ya da Ülkü Tepe önerileri bu anlamda en çok adı anılan alternatifler. Halk sağlığı için atılacak adımlarda, daha en başından hastane yeri konusunda bir uzlaşma gerektiğini, yukarıda özetlenen sorulara tatmin edici yanıtlar verilmesinin beklendiğini söylemek lazım. Israrla ve senelerdir modern bir hastane bekleyen vatandaşları, bu konularda tatmin etmek çok önemli. Kamuoyu aydınlatılmalı, verilen kararlar, atılan adımlar herkesin içine sinmelidir. Vatandaşlar, sonuç olarak yapılacak yatırımın kendilerine yarayacağını biliyorlar ama harcanacak olan da kendi paraları. Bunun ziyadesiyle farkındalar. Açıklık, şeffaflık bu nedenle çok önemli. Peki, yer seçimi konusunda neden kurumlar, kuruluşlar, siyasi partiler hiç seslerini çıkartmıyorlar? Bu da ayrı bir sorun. İşin içine siyaset girince, “karşı çıktı” diye haksız yere suçlanmamak, aforoz edilmemek için, kimse sesini çıkartmıyor. Peki doğruyu nasıl bulacağız o zaman? “Hastaneyi  istiyoruz ama şu hususların açıklanmasını da rica ediyoruz” diyebilmek çok mu zor?

Yeni hastaneye yer seçimi ve halihazır durum, ilçemizde şimdilik böyle. Bir diğer içimizi sızlatan husus ise, eski Askeri Hastane’nin artık olmamasıdır. Koca bir tesis ne yazık ki yok oldu. Halbuki kamu yararı için, yeniden organize edilebilir ve kullanılabilirdi bu mekan. Maalesef, ilçemizde kamu hastanelerinin hali böyle olunca, her yaz sezonu başlarken “fiyat ayarlaması” yapmayı alışkanlık haline getirmiş olan özel hastanelere de gün doğuyor. Bu gerçek de işin başka bir yönü. Oysa halk sağlığı konusunda, devlet eliyle ucuz, ulaşılabilir ve nitelikli sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, özellikle pandemi döneminde işini, gelirini kaybetmiş tüm hemşerilerimiz için çok daha fazla önemli artık. Bu husus, halk sağlığı çalışmalarının ana temeli olmak zorunda günümüzde. Sağlık Bakanlığı, bütün bu hususları değerlendirerek, yeni devlet hastanesinin en uygun yerde, en mükemmel şekilde ve ivedi olarak inşasına odaklanmalıdır.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın alanına giren hizmet ve işletmelere de değinmek gerek elbette. Özel bakım gerektiren çocukların eğitimi, pandemi nedeniyle büyük ölçüde aksadı maalesef. Aileler çocuklarını göndermeye çekindiler. Fakat asıl sorun, ilçemizdeki yaşlı balkım merkezleri ve huzurevlerinde yaşandı. Bağışıklık sistemi yeterli olmayan, yatalak ve demans durumundaki pek çok yaşlı, maalesef pandemi nedeniyle rahmetli oldular buralarda. Bu türden işletmeler, koruma çemberlerinde verdikleri açıklar nedeniyle, olumsuz sonuçlara sebep oldular. Bakanlığın, bu işletmeler üzerinde çok daha ciddi tedbirler uygulaması gerekiyor.

Özetle, pandemi pek çok derslerle dolu bir süreç oldu halk sağlığı konusunda ve halen de devam ediyor. Sağlık alanını  yeniden ve çok daha dikkatle düzenlemek, işte bu derslerin ışığında, günümüz ve geleceğimiz için çok ama çok önem taşıyor.

KUBİLAY S. ÖZTÜRK