Namaz Vakitleri
Görüntülenen Şehir:   Loading
Puan Durumu Loading
Gazeteler
  • Akşam Gazetesi
  • Bir Gün Gazetesi
  • Bugün Gazetesi
  • Cumhuriyet Gazetesi
  • Dünya Gazetesi
  • Fanatik Gazetesi
  • Fotomaç Gazetesi
  • Güneş Gazetesi
  • Haber Türk Gazetesi
  • Hürriyet Gazetesi
  • Millî Gazete
  • Milliyet Gazetesi
  • Posta Gazetesi
  • Radikal Gazetesi
  • Sabah Gazetesi
  • Sözcü Gazetesi
  • Star Gazetesi
  • Takvim Gazetesi
  • Taraf Gazetesi
  • Türkiye Gazetesi
  • Vatan Gazetesi
  • Yeni Akit Gazetesi
  • Yeni Asta Gazetesi
  • Yeni Şafak Gazetesi
  • Zaman Gazetesi

SALGIN VE YAZ TURİZMİ

Bu haber 1445 kere okunmuş. 16/05/2020

 

Değerli dostlar, coronavirüs hayatımızın temel gerçeği haline geldi. Bu kaçınılmaz bir durum ne yazık ki. Ona göre yaşıyor, gönüllü ya da zorunlu karantinalara uygun davranıyoruz. Pek çoğumuz, zorunlu olmadıkça dışarıya çıkmıyoruz. Sokağa çıkma yasakları ilan edildiğinde, günlerce evlerimizde kalıyoruz. Zaten, yaşlılarımız 21 Mart’tan, gençlerimiz ve çocuklarımız ise 4 Nisan’dan bu yana evde oturuyorlar. Zorunlu çalışma dışında kalan pek çok alanda ekonomik, ticari faaliyetler durdu. Normale dönüş konusunda ise henüz ne dünyada, ne de ülkemizde kesinleşmiş bir takvim yok ortada. Bu güne kadar, pandeminin ilk dalgasını atlatan bazı ülkeler oldu. Ancak bu süreci halen yaşamakta olan ülkeler de var. Sınırlar sıkı denetim altına alındığı gibi, ülke içindeki seyahatler de oldukça sınırlı hale geldi. Önümüzdeki dönemde, bir ilaç veya aşı bulunup, gerekli tüm prosedür ve kontroller tamamlanıp, yaygın olarak insanlara uygulanabilir hale getirilmeden, hayatın normal akışına dönmesine dair bir şeyler söyleyebilmek de çok zor. Muhtemelen, “eski” normale dönmek de pek mümkün olmayacak artık ve bundan böyle “yeni” bir normalimiz olacak dünyada.

 

Hayatın her alanına, yeni bir bakışla yaklaşmamız gerekecek artık. Örneğin, salgını önlemek için bir tedbir olarak ertelenen futbol ligi maçlarının bile seyircisiz oynanması düşünüyor şimdi. Hatta maçlar başlarsa, bunları yayımlama tekelini almış olan yayın kuruluşunun da, bu sene “şifresiz yayın” yapmasını savunanlar bile var. Gerekçeleri de son derece makul aslında. Maç izlemek için, insanların bazı mekanlarda veya evlerde toplanmaları bile sakıncalı hale geldi artık. Bari herkes evinde oturup seyretsin maçları deniliyor. Her konu gibi, artık bunun bile bütün detaylarıyla düşünülmesi gerekli hale geldi. Üstelik, bir aşı veya ilaç keşfedilmesi kadar önemli olan bir başka husus da, henüz bu virüsün sırlarının bütünüyle çözülmemiş olması. O nedenle de, çok dikkatli davranmak gerekiyor. Virüsün havada asılı kalabildiğine dair tespitler var. Önce hayvanat bahçesindeki bir kaplana, sonra evde beslenen iki kediye bulaştığına dair haberler de çıktı. İnsandan, başka türlere bulaşması durumu önemli elbette ve büyük risk oluşturuyor. Halen yarasadan sonra ara konak olarak kullandığı canlı türü bile tam olarak belirlenememiş durumda değil. Ayrıca virüsün soğuk ve sıcak karşısındaki direnci de çok korkutucu. Plastik, metal ve camdaki yaşama sürelerine bakıldığında ise, tedbirleri hiç azaltmamak gereği ortaya çıkıyor. Suda ve kanalizasyon sisteminde virüse rastlandığına dair haberler de geliyor dünyanın değişik bölgelerinden.

 

İşte bu son husus, Körfez bölgesindeki yerleşimler açısından çok önemli. Zira bölgemizin zeytinden sonraki en önemli gelir kaynağı yaz turizmi. Bu yaz ne olacağı, nasıl bir sezon geçirileceği ise halen belirsizliğini koruyor. Yasakların ve kısıtlamaların çok yoğun olması hali, turizmin temel ruhuna aykırı bir durum elbette. Ancak, sürekli ikamet eden nüfusu 300.000 civarında olan Körfez bölgesinde, yaz sezonu nüfusu 2.000.000 kişiye kadar çıkıyor. Yazlıklar ve konaklama tesisleri önemli sayıda misafir ağırlıyor. İşte bu yoğunluk hali, henüz çaresi bulunamamış bir virüs hayatımıza dahilken, kolaylıkla göze alınabilecek bir risk değil elbette. Çeşitli illerden gelecek bir nüfus hareketine açık olursa bölge, bilim insanlarının ısrarla söyledikleri “ikinci dalgaya” uygun bir ortam doğabilir.

 

Önce Hollanda ve sonra da Fransa’dan gelen açıklamalar, virüsün su ve kanalizasyon sistemlerinde yaşamını sürdürmesi ihtimalini ortaya koydu. Yaz sezonu başlamadan,  bu konunun mutlaka açıklığa kavuşması gerekiyor. Su konusunda, İl Sağlık Müdürlüğü net bilgi veriyor. İçme ve kullanma ( şebeke ) sularından her ay düzenli olarak su numuneleri alınıp, Balıkesir Halk Sağlığı ve Bursa Halk Sağlığı Laborantlarında analizlerinin yaptırıldığı ifade ediliyor. Atık sulardaki duruma ise, daha farklı bir boyutta bakmak gerekiyor. Zira bu konuda, zaten birikmiş sorunları var Körfez bölgesinin. Coronavirüse kanalizasyon sisteminde rastlanması hususu bu nedenle daha da önemli. Çevre Mühendisleri Odası geçen ay bu konuda hazırladığı bir değerlendirme raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda “Korona virüsün özellikle insan dışkısı ile kanalizasyon sistemine karıştığı bilinmektedir. Yapılan araştırmalar COVID-19 virüsünün yaklaşık dört hafta insan dışkısında canlılığını sürdürebildiğini göstermiştir. Hatta iyileşen hastaların bile bir süre sonra dışkılarında yeniden korona virüs tespit edilmiştir. Bu durumun virüsün insan bağırsak sisteminde tekrar çoğalmasından kaynaklanabileceği tahmin edilmektedir” tespiti yapıldıktan sonra “Bu konuda atıksu yönetimlerinin; kanalizasyon sistemlerinde ve deniz alıcı ortamında dikkatli bir izleme yapması gerekmektedir” sonucuna varılıyor. Nitekim BASKİ de benzer bir yaklaşım gösteriyor bu konuya. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün yayımladığı “COVİD-19 için Su, Sanitasyon, Hijyen ve Atık Yönetimi” dokümanları çerçevesinde, virüsün atık sulardaki varlığının araştırılması için Türkiye Su Enstitüsü Başkanlığı koordinasyonunda, Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünden bir öğretim üyesi ve bir Moleküler Biyolog danışmanlığında, Türkiye çapındaki atıksu arıtma tesisleri giriş ve çıkışlarında 24 saatlik kompozit atıksu numuneleri alınarak bir çalışma başlatıldığını bildiriyor. Numune alma çalışmalarına Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün de katkı sağlayacağını açıklıyor. Alınan numunelerin Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Laboratuvarlarında kantitatif PCR (qPCR) analizleri ile Covid-19 miktar tayinlerinin yapılacağını, araştırmalar sonuçlanınca da alınan önlemler ve tedbirler ile ilgili kamuoyuna gerekli bilgilendirme ve duyurular yapılacağını söylüyor.

 

İşte bu açıklamaları kamuoyu merakla bekliyor şimdi. Fakat bu çerçevede iki hususu daha belirtilmek gerekiyor. İlki, özel arıtma tesisleriyle ilgili. Bilindiği üzere, Körfez bölgesinde sadece BASKİ’nin arıtma tesisleri bulunmuyor. Pek çok yazlık site, devre mülk ve otelin de özel arıtma tesisleri var. Bunları denetleme sorumluluğu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait. Bu tesisler çıktılarını Körfez’e deşarj ediyorlar. Hatta bir kısmı, arıtmadan geçirdiği atıksularla bahçelerine sulama yapıyor. Virüsün yayılma olasılığını denetlemek açısından, bu tesislerin de kontrole alınması gerekiyor. İkincisi ise, kanalizasyonu bile olmayan yerleşimlerle ilgili. Körfez bölgesinde eskiden köy, şimdi ise kırsal mahalle olan pek çok yerleşim biriminde kanalizasyon tesisi yok ne yazık ki. Bu yerleşimlerin kanalizasyonları, en yakın dereye boşaltılıyor. Oradan da denize taşınıyor. Her iki halde de, atıksu ile virüs ilişkisi izlenmek ve önlem alınmak zorunda.

 

Yaz turizmi nedeniyle nüfus yoğunluğunun sebep olacağı ve bu salgın dönemine özgü çözüm bekleyen, düzenleme bekleyen yüzlerce farklı detay var elbette. Fakat, su ve atıksu sistemlerinde virüsün yaşama ve yayılma ihtimali, şimdi her şeyden çok daha önemli oldu. Ancak bu durumun açıklığa kavuşmasından sonra, önümüzdeki sezonun nasıl olacağına dair bir çerçeve belirlenebilir. Dileğim, bu riskin hiç yaşanmaması yönündedir. Ancak risk sıfır olmazsa, bu sezon için verilecek karar da şimdiden bellidir.

 

KUBİLAY S. ÖZTÜRK

YorumlarBu habere hiç yorum yapılmamış     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

6 + 2 = ?