Namaz Vakitleri
Görüntülenen Şehir:   Loading
Puan Durumu Loading
Gazeteler
  • Akşam Gazetesi
  • Bir Gün Gazetesi
  • Bugün Gazetesi
  • Cumhuriyet Gazetesi
  • Dünya Gazetesi
  • Fanatik Gazetesi
  • Fotomaç Gazetesi
  • Güneş Gazetesi
  • Haber Türk Gazetesi
  • Hürriyet Gazetesi
  • Millî Gazete
  • Milliyet Gazetesi
  • Posta Gazetesi
  • Radikal Gazetesi
  • Sabah Gazetesi
  • Sözcü Gazetesi
  • Star Gazetesi
  • Takvim Gazetesi
  • Taraf Gazetesi
  • Türkiye Gazetesi
  • Vatan Gazetesi
  • Yeni Akit Gazetesi
  • Yeni Asta Gazetesi
  • Yeni Şafak Gazetesi
  • Zaman Gazetesi

Yeni Tedbirler ve Yeni Ümitler

Bu haber 874 kere okunmuş. 24/11/2020

Değerli dostlar, ne yazık ki Covid 19 pandemisi tüm dünyada yine yaşamın ana eksenine yerleşti. Sıcak yaz aylarında insanların daha çok açık havada bulunması ve nüfusun tatil nedeniyle büyük şehirlerden kırsal alanlara ve sahillere dağılması nedeniyle vaka sayıları düşük seyretmişti. Ancak yaz bitip, okullar açılınca büyük kentlere dönüşler hızlandı. Üstelik havaların soğumasıyla, kapalı alanlarda daha çok zaman geçirmeye başladı insanlar. Bu nedenlerle virüsün yayılımı da yeniden hızlandı. Zaten bu durumu öngören bilim insanları, Kuzey Yarımküre’de güz döneminin başlamasıyla birlikte pandemiye bağlı vaka sayısının artacağı konusunda uyarılarını yapmışlardı. Önce dünyanın değişik köşelerinden geldi olumsuz haberler. ABD’nden, Avrupa’dan ve İran’dan duyulan hızlı vaka artışları gündemi doldurdu. Bu duruma pandemide 2. Dalga adı veriliyor. Kötü bir süreç elbette. Ancak yeterli özen gösterilmezse 2021 başında 3. Dalganın bile görülebileceği konusunda Dünya Sağlık Örgütü’nün uyarıları da duyulmaya başlandı. Halen dünya genelinde 58 milyon kişi Covid 19’a yakalandı ve 1, 4 milyon kişi de bu nedenle yaşamını yitirdi bile.

Ülkemizde ise Mayıs ayında başlayan “Kontrollü Sosyal Hayat” dönemiyle kontrolsüz bir açılma olmuştu. İnsanlarımız Haziran’dan itibaren bu yeni durumu “salgın bitti, her şey serbest” diye anlamayı tercih ettiler, yanlış bir algı oluştu. Yine de yaz koşullarında durum oldukça stabil gelişti. Ancak güz dönemi gelip de havaların soğuması, okulların açılması, sağlık altyapımızın koruyucu hekimlik anlamında yetersiz oluşu, toplu çalışma ve ticaret alanlarında sosyal mesafenin yeterince uygulanmaması, toplu ulaşım şartları, ev karantinasındaki hastaların toplumsal temaslarının engellenememesi gibi temel nedenlerle, özellikle büyük şehirlerde vaka ve vefat sayısı tekrar ve hızla artmaya başladı. Sağlık Bakanlığı artık günlük 5-6.000 vaka ve 100-140 civarı vefat sayısı açıklamaya başladı. Üstelik bilim insanlarımız Covid 19’un bulaşma hızının da arttığını söylüyorlar. Hastaneler tüm kapasiteleriyle salgınla savaşıyorlar ama özveriyle mücadele eden sağlık çalışanlarımız da epeyce kayıp verdiler ve artık oldukça yorgunlar.

Böyle bir tablo karşısında, yeniden çeşitli sınırlama ve yasakların getirilmesi hiç de şaşırtıcı olmadı doğrusu. 20 Kasım’da açıklanan önlemlerle pandeminin hızı kesilmeye çalışılacak. Bunlar yeterli görülmeyebilir çeşitli açılardan. Ancak toplumda konuya duyarlılığı arttıracağı da açıktır. Artık tüm vatandaşlarımız biliyorlar ki, ne kadar çok hasta olursa, ölümler de o kadar artacaktır. Önemli olan bu hastalığa yakalanmamaktır. Korunma bu nedenle çok önemli. Zaten şu anda hastalığı yayanların önemli ağırlığını da semptomu olmayan ama virüs taşıyan vatandaşlar oluşturuyor. Artık filyasyon ekipleri de, doktor ve diğer sağlık çalışanları da oldukça yorgunlar. Pandemi sürecinin kontrolü giderek daha da zorlaşıyor. Türk Tabipleri Birliği’nin “Sağlık çalışanları üzerindeki yükü, vaka sayısını, ölüm sayısını azaltmak için bile tedbirlerin acilen sıkılaştırılması; hatta en az 2 hafta süreyle tam kapanma gerekiyor” açıklamasını bu çerçevede okumak lazım. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca "Ağır hasta sayısı 4 ayda 8 kat arttı.. Mücadeleden daha az yara, daha az acıyla çıkmak için, zorunlu tedbirlere kendi tercihimizi eklemeliyiz. En iyi tedbir evimizdir. Mecburiyet yoksa dışarı çıkmayın" diyerek halktan “gönüllü karantina” yapmalarını istiyor. En çok vaka görülen İstanbul’un B. Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise "Bu kentin üç hafta kapanmasının ve sonrasında kademeli bir şekilde toplumsal hayata dönüşün şart olduğunu ifade etmemiz gerekiyor.” diyor. Yani her kademedeki seçilmiş veya atanmış yöneticiler durumun farkındalar. Vatandaş da durumun farkında. Hastalığa yakalanan, tedaviye alınan, karantinaya giren ve maalesef vefat eden insanların varlığı artık hepimizin çok yakınında. O nedenle yeni tedbirleri hiç kimse olumsuz karşılamadı. Hatta gönüllü bir destek var. Çünkü bu sınırlamalar vaka sayısını azaltıp, virüsü yalıtlamak konusunda yeterli olmazsa, önümüzdeki aylarda daha da artan önlemler alınacağını hepimiz biliyoruz.

Dostlar, önümüzdeki kış oldukça zor geçecek. Diğer faktörler bir yana, pandeminin hızla arttığı, ilaçsız ve aşısız bir kış olacak. Muhtemelen önümüzdeki ay şehirlerarası ulaşım yasağı gündeme gelecek, belki berberler ve kuaförler de yine kapanacak. Bu tedbirler elbette aynı zamanda, geniş bir nüfus kesimi için gelirinden olmak, yaşamını sürdürecek olanaklardan uzaklaşmak anlamına da geliyor. Hem üretim düşüyor ve hem de yoksulluk artıyor. Ekonomik kriz ile Covid 19’a yakalanma korkusu arasında sıkışan vatandaşların büyük bir bölümü geçim sıkıntısı içinde. Salgınla birlikte işsizlik endişesi de artıyor ve kapanma kararları ile milyonlarca insan aylık 1.100 TL'lık gelire mahkum oluyor. Artan fiyatlar karşısında bu gelirle ayakta kalmak ise mümkün değil. Yapılan araştırmalar, halkın yüzde 40'ının maaş almadan 1 ay geçinecek birikime bile sahip olmadığını ortaya koyuyor. Tabii bir de günlük kazanıp, günlük harcayan vatandaşlarımız var. Yani ekonomisi oldukça zor pandemi sürecinin. İşin elbette sosyal devlet ve yardımlaşma tarafı da olmak zorunda. Ancak ülkemizin bu finansal güce sahip olmadığı çok açık şekilde ifade ediliyor. Covid 19 testlerinin özel kuruluşlarda 500-600 TL civarında yapılmakta oluşu gerçeği de epeyce tartışma yarattı ve Bakanlık üst tavanı 250 TL olarak belirlemek zorunda kaldı. Durum böyle..

Ancak pandemi konusunda tümüyle karanlık bir tünelde de değiliz. Tünelin ucundan ışık göründü. Aşı çalışmalarından her gün yeni bir müjde geliyor. Rusya’da iki aşı onay alarak ülke içinde kullanıma geçildi, üçüncü aşının da yolda olduğu bildiriliyor. Amerika’da yüzde 90 başarılı olan bir aşı ile Almanya’da yüzde 95 başarılı olduğu açıklanan ve iki Türk bilim insanının geliştirdiği bir başka aşının müjdesi verildi. Çin geliştirdiği bir aşıyı kendi vatandaşlarında ve çeşitli ülkelerdeki gönüllüler üzerinde uzun süredir deniyor. Ayrıca Hindistan, Venezüella, Brezilya, İngiltere, Kanada ve Türkiye’deki çeşitli çalışmaların haberleri de geliyor. Artık bu aşıların saklama koşulları ve fiyatları bile telaffuz edilmeye başlandı. Fakat bütün bunların bu kışa pek etkisi olmayacak. Zira aşı stokları şimdilik oldukça düşük ve öncelik sağlık personeli ile çok yüksek risk faktörü taşıyan, kronik rahatsızlığı olan yaşlılara verilecek. Aşılarla sağlanabilecek rahatlama ise ancak 2021 baharında görülebilecek. Yani dostlar, bugün gerçekleri kabulleneceğiz, bu kış korunma önlemlerini uygulamaya azami özen göstereceğiz ve baharda gelecek rahatlamaya kavuşacağız. Şimdi iş, bu aşıların adil dağıtımına ve toplumda en yaygın şekilde kullanımını sağlayacak kamusal garantilerin sağlanmasına kalıyor.

 

KUBİLAY S. ÖZTÜRK

YorumlarBu habere hiç yorum yapılmamış     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

8 + 6 = ?