“EYLÜL! GÜZÜN AYI-HÜZÜN AYI!
“EYLÜL!
GÜZÜN AYI-HÜZÜN AYI!
EDEBİYATIN HASAT MEVSİMİ!”
İbranice’de üzüm, bağ bozumu
anlamına gelen “elul”dan gelir.
Hazan mevsimi diye bilinen “Eylül”
edebiyatçılar üzerinde oluşturduğu
duygu yoğunluğu yüzünden en çok
eserin ortaya çıktığı “hasat mevsimi”
olarak nitelendirilir.
İlkbaharda yeniden canlanan doğanın,
yeşilden sarıya dönüp, canlılığını yitirdiği
eylül ayı, çağrışımları ile hüzün, aşk ve
ayrılığı anlatmakta.
Bu nedenle hüzün mevsimi diye bilinen
eylül ayında, doğada yaşanan değişim,
duyguların yoğunlaşmasını sağlayıp şiir,
öykü, roman gibi edebi eserlerin ortaya
çıkmasında önemli rol oynamakta.
Edebiyatımızda “Eylül”ü konulu pek çok
şiir, hikaye ve roman bulunmakta.
Ağır aşklar ve arkasından gelen ayrılıklar,
yalnızlık ve hüznün konu edildiği şiirler ve
romanlar, edebiyatımızda da hep “Eylül”le
ilişkilendirilip, yaprakların dökülmesi gibi
güçlü benzetmeler oluşturulduğu için,
okuyanları farklı duygulara sürükler.
Bir şairin dizelerindeki gibi Eylül:
“Aşkı ve ölümü ben bu ayda yaşarım.
Hem mahzun hem tehditkardır eylül.
Ben eylülde aşklardan ve kadınlardan
hep korkarım.
Ben bu yüzden eylülün çıplak beyaz
ayaklarına hep şiir adarım.”
Eylül ayı, yazar ve şairler için bir yılda
biriktirilen duyguların hasat edildiği
bir dönemdir.
Mevsimlerin ve çeşitli doğa olaylarının,
insanların ruhu üzerinde etkileri vardır.
“Eylül” ayı da, güzel şeylerin sonlarına
yaklaşıldığını anımsatır.
Edebiyatçı, herkesin içindeki duyguları,
derinlemesine yaşayan insandır.
Bu nedenle yazar, şair ve sanatçıların
çoğu, en çok eseri Eylül ayında verir.
Bir bakıma, şairin kendisi eylüldür!
Sararan yapraklarda, yiten gençliğini,
dökülen yapraklarda da ebedi ayrılığın
hüznünü bulur.
Toplumdaki sıkıntılarla da dertlenen şair,
yazar ve sanatçı, sadece kendisinin değil,
içinde yaşadığı toplumun duygularını,
düşüncelerini de eylülde dışa vurur.
Edebiyatçılara esin kaynağı olan ayların
en güzeli olan Eylül, melankoli, hüzün ve
ayrılıkların ayı olarak kabul edilir.
“Eylülde aşk, eylülde acı, eylülde yalnızlık
vardır.
Her şey zordur eylülde, eylülü bu yüzden
severim.”
Diyen şaire göre, Eylülün sayılı son günleri,
hazan mevsiminin de başlangıcıdır.
Gittikçe kısalan günler, daha da kısalacak.
Yaz günlerinin o kavurucu sıcakları yerini
yavaş yavaş tatlı bir serinliğe bırakır.
Bir başka bahara kadar vedaya hazırlanan
doğada, sarının, kızılın her tonu sarmaya
başlar evreni.
Yapraklar çaresizce koşturup durur serin
rüzgarların önünde.
Güzün ayı, hüzün ayı Eylülde…
YAVUZ CEMİL YAVUZ