- Anasayfa
- Fatma Zehra Köseley
Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey

“BOĞAZLIYAN KAİM-İ MAKAMI MEHMET KEMAL BEY”
BOĞAZLIYAN KAİM-İ MAKAMI MEHMET KEMAL BEY. Katledilişinin 103. yılında saygı, minnet ve rahmetle anıyorum. Ve bu toprakların bağımsızlığı için Şehit olan diğer Kemallerimiz...
Onurumuzu ve varlığımızı borçlu olduğumuz, tarihimize damgasını vuran Anadolu Yiğitleri...
Milli Şehidimiz, Boğazlıyan (Kaim-i makamı) Kaymakamı KEMAL BEY. TBMM'nin 14 Ekim 1922'de Mustafa Kemal ATATÜRK'’ün çıkardığı özel bir kanunla, itibarı iade edilerek, tarihteki şanlı yerini aldı. Boğazlıyan Kaim-i Makamı Kemal Bey,Osmanlı Hükümetinin uyguladığı Ermeni (tehciri) sürgünü sırasında, (tehcire) sürgüne uğrayanlara kötü muamele ettiği ileri sürülerek, suçlanmıştır. Osmanlı Hükümetinin verdiği emri uygulayan, bu yiğit ve onurlu Kaim-i makam hiçbir suçu olmadığı önce kanıtlansa da, daha sonradan aynı suçlama ile karşılaşmış ve sonunda hakkında idam kararı verilmiştir. Boğazlıyan Kaim-i Makamı Mehmet Kemal Bey'in yargılaması için kurulan mahkeme olağanüstü yetkilerle donatılmış düzmece bir mahkemedir. İktidar İtilaf devletlerinin emrine girmiştir.
Sadrazam Damat Ferit, idam kararını mahkemenin yapıldığı gece padişaha gönderir. Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin fetvasının kararını Padişah Vahdettin hemen onaylar. Boğazlıyan Kaim-i Makamı Mehmet Kemal Bey, 10 Nisan 1919 günü saat 17.00 civarında Beyazıt Meydanında halkın gözleri önünde gündüz vakti asılır. Halbuki; idam cezaları sabaha karşı uygulanırdı. Bu gelenek Kemal Bey için uygulanmamıştır. Amaç vatanseverleri, halkı sindirmek ve onlara gözdağı vermektir. Beyazıt Meydanında toplanan halk Mehmet Kemal'in idamıyla "kahrolsunlar" diye büyük bir acı ile haykırırlar. Ertesi günü Mehmet Kemal Bey'in cenazesi Kadıköy'de oğlunun yanına gömülmek üzere ailesine teslim edilir. Tıbbiye öğrencileri, cenazeyi "Türklerin büyük Şehidi Kemal Bey" yazılı bir çelenkle karşılarlar. Mehmet Kemal Bey'in tabutu Türk Bayrağına sarılarak kalabalık halk ve öğrenciler tarafından eller üzerinde taşınır. Cenaze alayının yanında Tıbbiyeli öğrenci bir konuşma yapar.
- "Burada toprağa verdiğimiz kahraman Şehidimiz Mehmet Kemal Bey'dir. İngiltere’yi İstanbul'dan kovacağız. Allah'ın yardımı ile kafalarını ezeceğiz" der. Cenaze törenine katılanların korkusuzca davranmaları, kalabalığın artması Damat Ferit ve İngilizleri ürkütmüştür. Boğazlıyan Kaim-i Makamı Mehmet Kemal Bey'in cenaze töreninin yankıları, tutuklu olan yurtseverler açısından yeni bir dönemin başlangıcı olur. Korku duvarları aşılmıştır.
"Boğazlıyan Kaymakamı KEMAL BEY; 1884-10 nisan 1919 yılları arasında yaşayan bir ANADOLU yiğidi... Emperyal maşalarından ermenilerin uydurmaları sonucunda, işbirlikçilerin yardımıyla, hiçbir inandırıcılığı olmayan düzmece bir mahkemenin usulsüz kararıyla 10 Nisan 1919 da İstanbul Beyazıt Meydanında asılarak Şehit edilmiştir. Mülkiyeyi pekiyi derece ile birincilikle bitiren Kemal Bey,1909 yılında Cezaii Bahri Sefid (12 adalar valiliği) maiyet memurluğunda stajını bitirip, (kaim-i makam) Kaymakam olmuştur. Yozgat Sancağı vekil mutasarrıflığı da yapan Kemal Bey Boğazlıyan Kaymakamlığından 26.10.1916'da İzmit Muhacirin Müdürlüğüne atanmıştır. Ankara Vilayeti İdare Kurulunun muhakemesi kararıyla görevden alınarak azledilmiştir. Daha sonra Konya'da yargılanmış,İstinaf Mahkemesinin kararıyla aklanmış,memuriyetten azil kararı kaldırılmıştır.Ve Tarım Müfettişi olarak göreve yeniden dönmüştür.Bu görevi sürdürürken Damat Ferit Paşa Hükümetinin kararıyla aynı konudan,hiçbir gerekçe gösterilmeden yargılanmak üzere 7 Ocak 1919 da gözaltına alınmıştır. İş başındaki Hürriyet ve İtilaf partisi ermenilere ve batılı devletlere yaranmak için önceki dönemin ileri gelenlerini Harp Divanına sevk etmiştir. Nemrut Mustafa Paşa başkanlığındaki bu düzmece ve hiçbir inandırıcılığı olmayan mahkemenin usulsüz kararıyla idama mahkum edilmiştir. İdam sehpasında yaptığı konuşma bir ders niteliğindedir. Bu dersimize bugün de çalışmalıyız... İdam sehpasından, toplanan kalabalığa KEMAL BEY şöyle seslenir: "Sevgili Vatandaşlarım,ben bir TÜRK memuruyum.Aldığım emri yerine getirdim.Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki, ben masumum.Son sözüm bugünde budur,yarında budur.Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer ADALET buna diyorlarsa KAHROLSUN ADALET.Benim sevgili kardeşlerim,asil TÜRK milletine çocuklarımı emanet ediyorum.Bu kahraman millet elbette onlara bakacaktır.Allah Vatan ve Milletimize zeval vermesin.Amin.Üç çocuğumu millet uğruna yetim bırakıyorum. Yaşasın Millet" Milli Şehidimiz KEMAL BEY Mülkiyeliler Birliği tarafından (15 Aralık 1973) tarihinde yaptırılan Anıt Mezarında yatmaktadır. Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey de aynı suçlamalarla haksız yere idam edilmiştir. Bu iki Şehidimiz ermeni komitacıların ve işbirlikçi Vatan hainlerinin zulmüne bir isyan sembolü olarak tarihteki yerini almıştır... İstanbul Kadıköy Mezarlığında rahat uyu KEMAL BEY... Ruhun Şad Olsun... Binlerce yıldır nice ANADOLU YİĞİTLERİ, nice KEMALLER bu topraklar için toprağına sarılıp uyumuşlar. Diyarbakır'da öğretmen olarak görev yaparken çok genç bir Şehidimizin uğurlama töreninde yeri göğü inleten feryadında, anacığından duyduğum bu söz hiç aklımdan çıkmaz, "KEMALİM, sevdiğinin koynuna girmeden kara toprağın koynuna girdin. Seni yarinden ayıranların, inşallah bu topraklarda mezarı olmasın.
"FERTLER ÖLÜR, TÜRK MİLLETİ YAŞAR. Boğazlıyan ( Kaim-i makamı) Kaymakamı MEHMET KEMAL BEY'in anısına saygıyla.
FATMA ZEHRA KÖSELEY