Facebook
Twitter
Google+
RSS
- Anasayfa
- Mehmet Çağ
YAŞANMAMIŞ AİLE HAYATI
Aile, içinde yaşayan bireylerin sürekli olarak etkileşime girdikleri toplumun en temel yapıtaşıdır.
Günümüzde ailelerin maddi kaygılar nedeniyle çalışma hayatına çok fazla odaklanmaları sebebi ile ev içerisinde birlikte geçirdikleri zaman gerçekten azalmaktadır. Birçok birey bu durumdan kaynaklı evliliği manasız bularak ayrılmayı bile düşünmektedir. Bu durumun sebebi bireyler yalnızken de buna benzer bir yaşama sahip olacağını bilmektedir. Evlilikten beklentilerini dile getirmeseler de her birey bu ilişkiden duygusal ve bedensel doyum beklemektedir. Duygusal doyuma ulaşılabilmesi için ise aileler güvenli alanda zaman geçirmeye birbirlerine odaklanmalarına, birlikte bir şeyler yaşamaya ihtiyaç duyarlar. Bu ilişkide bazen gülmek, bazen üzülmek, bazen kızmak, bazense korkmak isterler. İnsanoğlu var olduğunu, yaşadığı bu zıt duygular sayesinde hisseder. Aile hayatında zorlandıkça aslında bu ilişkileri geliştirir ve aile üyelerinin birbirlerine olan tutkularını ve güvenlerini arttırır; çünkü gelişim zorlukla birlikte gelir. Zorlanmayan, sınanmayan bir ilişki gelişip güzelleşemez. Özellikle aile hayatı içerisinde yaşayan çocuklar bu ilişkiye muhtaçtır. Sebebi aile onları dış yaşama hazırlayan en önemli kurumdur. Günümüzde maalesef anne-baba çalıştığı için çocuklar bakıcılar ve kreşlerde büyütülmekte ve genellikle aileleri ile çok az zaman geçirebilmektedir. Bu çocuklar büyüdüklerinde ise bazen şunu diyebilmektedir. ‘‘Ben bir aile hayatı yaşamadım ki, nasıl tarif edeyim?’’. Çocuklar ailenin; aynı sofrada yemek yemek, ailecek oyunlar oynamak, aileleri tarafından sevilmek ve ilgilenilmek, hatta yeri gelip kızılarak bazı şeylerden mahrum kalmak olduğunu bilmektedirler. Yaşanmamış aile hayatına maruz kalan çocuklar, gerçek aile hayatında karşılaşılan mahrumiyetleri ve maruziyetleri bile özlemektedir; çünkü bunlar çocukların ihtiyaç duyduğu şeylerdir.
Bir yerde curcuna ve gürültü varsa orada yaşam vardır. Bir evin bacası tüttüğünde nasıl orada birilerinin yaşadığını anlıyorsak, evden gelen seslerde o ailede yaşam olduğunun en büyük kanıtıdır.
MEHMET ÇAĞ
PSİKOLOG
